Deniz

23 Aralık 2010 Perşembe

16 Aralık 2010 Perşembe

4 koca yıl :)

Nice senelere canım!!!

9 Aralık 2010 Perşembe

Monami den en güzel Yılbaşı hediyesi






Yeni yıl geliyor ve büyükler kadar çocukların da hediye alma heyecanı başlıyor. Özellikle çocuklara alınacak hediyenin özenle seçilmesi gerekiyor. Onların gelişimini olumlu yönde etkilemek istiyorsanız, alacağınız hediyeleri çok uzaklarda aramayın. Türkiye distribütörlüğünü Şark Gülü Kırtasiye'nin yaptığı ve yıllardır dünya çocuklarının en sevdiği markalardan biri olan Monami pastel boyalar ve seriye yeni katılan kuru boyalar ile yeni yılda hem çocuğunuzu sevindirin hem de çocuğunuz, kendi yaptığı resimlerle sizi sevindirsin...
Monami'den resim yapmayı sevdiren rengârenk yeni kuru boyalar...

Monami serilerine yeni katılan kuru boyalar, çocukların resim yaparak hayal dünyalarının genişlemesine ve el becerilerinin artmasına yardımcı oluyor. Kısa ve uzun tüp olmak üzere farklı ambalajlarda, 12 ve 24'lü renk seçenekleri ile satışa sunulan kuru boyalar, kağıdı yıpratmadan kolayca kullanılıyor. Monami kuru boyalar'ın uç kırılmasına karşı dirençli özel yapıştırma sistemi sayesinde, çocuğunuz uzun süre resim yapmanın keyfini çıkartacak. Kağıt üzerinde daha baskın görünen yüksek kalitede parlak ve canlı renklere sahip kuru boyalar, okul öncesi ve sonrası çocuklarınız için önemli bir gelişim araçlarından biri olma özelliği taşıyor.

Monami'nin pastel boyaları ile renkli hayaller...


Pratik kullanımı ve canlı renkleri ile çocukların ilk tercihi olan Monami pastel boyalar, diğer boya malzemelerine göre daha kapatıcı olma özelliği taşıyor. Monami pastel boyalar 12, 16, 18, 24, 36 ve 48 renk içeren karton ve plastik çantalı ambalaj seçenekleri ile çocukların hayallerine renk katıyor. Ucu açılan ve son derece sağlam olan pastel boyalar, düşürüldüğünde çatlamıyor ya da kırılmıyor. İz ve leke bırakmama özelliği ile de temizlenmesinde zorluk yaşanmıyor. Kağıt üzerinde rahatça kayan Monami pastel boyalar ile çocuklar resim yapmaktan zevk alıyor. Çocukların el becerilerinin ve zekalarının gelişimine yardımcı olan pastel boyalar, sanata olan ilginin de artmasına yardımcı oluyor.


Monami boyalar zararlı kimyasallar içermiyor...
Hiçbir zararlı madde içermeyen Monami marka pastel ve kuru boyalar, boya yaparken ellerini ağızlarına götüren küçük çocuklar için herhangi bir tehdit oluşturmuyor. Çocukların güvenle oynayabilmeleri için zararlı olmayan maddelerden üretilen pastel ve kuru boyalar ile çocuklarınız, yeni yılda yeni resimlere imza atacak...

5 Aralık 2010 Pazar

Hangisi daha muzur bakıyor acaba:)

bu haftasonuda bitti:(

 ilk buluşmamız (uzaylımı kuzenimi pek çözemedi)
 ilk öpücük

Haftasonları 5 gün, haftaiçi 2 gün olsa ne olurdu:) resimler geçen haftasonundan ve kardeşten çalıntı:)
Bu haftasonu evde Deniz beyle dinlenerek geçti. Geçen hafta gördüğümüz yukardaki canları çok özedik ama hasret giderelim diye ekledik. Bu hafta çabuk geçsede görsek haftaya hafta sonu:)
Deniz neler yapıyor epeydir anlatmadım. Herşeyi biliyor ama anası kılıklı pek belli etmiyor:)
Herşeyi sor göstersin burda burda desin ama adını sor söylemez:) canı istemiyor zahir henüz:)
konusuyor anne nereye gitti, baba nereye gitti, dede nereye gitti ve türevleri en sık kullandığı cümle. Birde bu haftasonu O ne demeyi öğrendi benden. arabad giderken anne bu ne  sorusu etrafındaki gördüğü her nesne için belki 100000000 kere soruldu:) bundan sonraki soru NEDEN oalacak sanırım.
ismini bildiği şeyleri söylüyor, ama bilmediği herşey için fonksiyonel bir kelimemiz var. 'FÜTTE'. Süt, otur, bir ,3, ve adını bilmediği tüm nesneler fütte bizde:) anne otur diyecek.Çekiştitip fütte diyor:)
ne istediğini anlatamadığında acayip sinirleniyor.Ki bu kelime dağarcığı ile pek anlatamadığı için çok sık sinirleniyor:) telefonumu eline alıp ooooo anne diyor gelde anla :) anlayamayıp açamayınca oooo yu denizi susturabilene aşkolsun:) ne şu oooo bir bulsam:)
renkleri öğrendik:) eşleştirme kartlarındaki renkleri eline alıp o kartla o rengi arayıp bulup kartı yanına koyup gösteriyoruz. ama her rengin adı işil(yeşil) :)
Yemeklerimi kendimiz yiyoruz epeydir hemde:)
Bütün iyi anlattıklarımın yanısıra gelen kış ayıyla berbaer hafta içi evde olan deniz baby tv bağımlısı oldu. uyanır yanmaz kuamdayı alıp ann dady aç diyor, o olmadı telefondan baby tv diye tutturup izliyor. açılmazsa kıyamet kopuyor.
şimdilerde haftanın 3 günü yarım gün kreşe gönderme fikri oluştu kafamda, haftassonu gittiğimiz anaokulunda gözlemlediğim kadarıyla faydası büyük ve zamanı gelmiş. ev , biz, bakıcı ablamız yetmiyor artık.sosyalleşmesi ve enerjisini atması gerekiyor. hafta sonları Ataşehire sabahın 9unda gitmekte her haftasonu mümkün olmadığını anladığım için yakınlarda bişeyler bulmam gerekiyor.
Böleyken böle tabiki yaptıkları yaşadıklarımız bunlardan ibaret değil ama şimdilik bu kadar
ciao ciao(italyan müşterilerimden alıntı)

1 Aralık 2010 Çarşamba

2 yaş sendromu



İki yaş dönemi çocuk gelişiminin en önemli ve en zor devresi. Sık sık yaşanan öfke nöbetleri anne ve babalara zor anlar yaşatıyor. Ancak problemlere karşı hazırlıklı olarak 2 yaş sendromunun üstesinden gelmek mümkün.
Anne ve babalar bebeklik döneminin yorucu temposundan kurtulduktan sonra her şeyin daha kolay olacağını düşünüyorlar. Ancak, her yaşın ayrı bir zorluğu olduğunu hatırlatmakta yarar var. Özellikle çocuklarda özerklik dönemini diye adlandırılan 12-36 aylarda önemli değişiklikler gözleniyor. 2 yaşla birlikte çocuklar sadece yürümekle, konuşmakla yetinmiyor, kendi bildiklerini okuyorlar. Sinirleniyor, ağlıyor ve öfke nöbetlerine kapılıyorlar. Bu noktada aileler ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Öncelikle sorunlara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. İki yaş ve sonrasında anne - babaların kendilerini nelerin beklediğini bilmeleri son derece faydalı. Sebepleri bilindikten ve gerekli önlemler alındıktan sonra iki yaş dönemini atlatmak aslında hiç zor değil.
Doğal bir tepki
Bu negatif dönemde çocuk dengesiz, olumsuz ve inatçı oluyor. Anne ve babasıyla sürekli çatışma halinde olan çocuk onların istediğinin tam tersini yapıyor. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay yönetilebilen çocuk, birdenbire ters ve huysuz oluyor. Acıbadem Hastanesi’nden Psikolog Penbe Yazıcı bu durumun son derece doğal olduğunu belirterek şunları söylüyor: “2 yaş çocuğunda yargılama düzeyi oldukça yetersizken güçlü irade kombinasyonu onun anne babayla sıkça çatışmasına yol açar. İşte bu çatışmaların en üst noktası öfke nöbetleridir. Bu nöbetler çocuğun mutlaka kötü huylu, iyi yetiştirilmemiş ya da sorunlu olduğu anlamına gelmez. Sadece bu yaşlarda doğal kabul etmemiz gereken kontrolsüzlüğün ifadesi diyebiliriz. Çocukların öfke davranışları ; her şeye itiraz etme, ağlayıp kendini yere atma, başını duvara veya yere vurma, yemeği reddetme, yediği yemeği kusma, eline geçeni fırlatma gibi oldukça çeşitlidir.”
Öfkenin nedenleri
İki yaşına kadar edilgen, bağımlı ve güçsüz olan çocuk, yürüme ve konuşmanın başlamasıyla kendini ifade etmenin yollarını ararken sosyalleşmenin de adımlarını atıyor. Sosyalleşmeye çalışırken de kendilerinde öfkeyi oluşturacak uyaranlarla karşılaşıyorlar. Psikolog Yazıcı bu uyaranları şu başlıklar altında topluyor:
• Oyuncağının elinden alınması
• Yıkanma
• Engellenme
• Baskılı tuvalet eğitimi
• Yemek yeme
Annenin aşırı koruyucu olması, ailede öfke ve şiddet, çocuğun fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerinin doyurulmaması,aşırı kuralcı anne-baba davranışları, kardeş kıskançlığı gibi durumlarda da öfke davranışlarıyla karşı karşıya kalınıyor.
Anne ve babaya düşen görevler
Bu dönem anne-baba ve çocuk arasında ilk çekişmelerinde yaşandığı bir dönem olduğu için, onların dengeli ve tutarlı davranışları oldukça önemli. Her şeyden önce anne-baba bu olumsuz tutum ve hırçınlıkların geçici bir durum olduğunu bilerek sabırlı davranmalı, çocuğu katı bir düzene zorlamadan, soğukkanlı bir biçimde çocukla gereksiz çekişmelere girmeden ilgisini oyunlara yönlendirmeli. Psikolog Yazıcı anne ve babalara şu uyarılarda bulunuyor: “ Anne - baba çocuğu korkutmamalı, öfkeyi dindirmek için çocuğun her istediğini yapmaktan kaçınmalı,davranışla uyumlu olmayan gereksiz cezalar uygulamamalı, çocuğun öfkeli davranışları anne-babanın öfkesine yol açmamalıdır. Zaten çocuğun problemi, sakinleşememektir. Anne baba da sinirlenirse çocuğun öfkesi beslenir. Doğru olan çocuğun yanından çıkmak, sakinleşene kadar yalnız bırakmak, daha sonra yanına gelmektir. Unutulmamalı ki bu yaşta çocuğun öfkesi sosyal çevreye uyum çabalarının da bir parçasıdır. Çocuğun her türlü öfkesini kısıtlarsak bu kez öfkeyi kendine yönelten çocuk kendini ısırmaya, saçlarını koparmaya yani kendine zarar vermeye başlar."
Bazen çocuğun öfke krizleri karşısında anne - baba çözüm üretemiyor, hatta çocukla ilişkileri bozulma noktasına geliyor. İşte bu noktada sadece öfke gösteren çocuğun değil ebeveynlerin de profesyonel yardım almalarında fayda var.
Not: Yukardaki yazı alıntıdır. Benim gibi 2 yaşında çocuğu olan ANNELERE ve sendromun dibine vuran ÇOCUKLARIMIZA armağan olsun:)

27 Kasım 2010 Cumartesi

işe hazırlanıyoruz

Annesi ile beraber makyaj yapan Deniz bey:)

22 Kasım 2010 Pazartesi

Çalışmak istemiyorum:(

Başlık çok net....9 günün ardından ayrılmakta zorlanacağımızı biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Sabah Z.. ablayo görür görmez bana yapıştı,elime çantamı aldığımda mızmızlandı. beni mutfağa götürüp üstümüze kapıyı kapattı. dolandı durdu, ne yapsamda bu kadını göndermesem diye:( ayrılık vakti gelince bastı yaygarayı. kapıyı kapattım çıktım ama en az 10 dk ben kapıda o içerde ağladı durdu:( sonra dışarı çıkıp sakinleşmiş ama anne anne diye çok ağladı benide çok ağlattı,yol boyunca hatta işe geldiğimde her an hazırım biri dokunsada ağlasam diye:(

21 Kasım 2010 Pazar

Bayram bilançosu:)











Bayram bol dinlence, alışveriş,  bol bol Deniz, Yağmur,bayram ziyaretleri,2 yaş sendromu,ev halleri, tatil hiç bitmesin hayalleri ile 9 gün değilde sanki 9 saatti ve bitti.Eve , Deniz'e , tatile alışan bu bünye yarın nasıl kendine alışan bücürü bırakıp işe gidecek:( sabah bizi nasıl bir ayrılık sahnesi bekliyor bakalım.

8 Kasım 2010 Pazartesi

2.yaş günümüz

                                                   doğumgünü çocuğu
                                         misafirlerimiz
                                                   pastamız(teyzemiz yaptı)




                                         hediyelerimiz
                                         dedelerimiz:)
                                         anneannemiz

buda Behlül Deniz!
Dün sevdiklerimizle beraber doğumgünmüzü kutladık, çok eğlendik,çok yorulduk ama değdi. gelen herkese teşekkürü bir borç biliriz:)

4 Kasım 2010 Perşembe

Oğlum 2 Yaşında!!





Oğlum herşeyim, hayatıma girişinin 2.yılı doldu bugün. Anne oluşumun 2.yılı :)
İyiki doğdun, seni çok seviyoruz.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Kibar Feyzo:)

Kibar oğlum, yemekte etleri çatal kaşık (bıçak ) ile bölerek yiyor. Bizi taklit ediyor:)

19 Ekim 2010 Salı

Deniz benimle oynamıyor:(

Deniz benimle oynamıyor:( beni günde 2 saat gören oğlum babasıyla oyun oynuyor benimle oynamıyor. sırf bu yüzden çalışmaktan vazgeçebilirim:(

11 Ekim 2010 Pazartesi

teyzesinin kuzusu



4 dük, 6 olduk, şimdi 8 iz:)
ailemizin en ufağı Yağmur hanım 07.10.2010 da 08.59 da aramıza 47 cm ve 3150 gr olarak
aramıza katıldı... Canım kardeşimin CAN'ı oldu....

3 Ekim 2010 Pazar

Şimdi okullu olduk!










Oyun grubuna dün  itibariyle başladık Playtime a  başladık. Sabah koştura koştura gittik, yeri bilmememe rağmen saatinde oradaydık.. Deniz herzamanki gibi bana yapışık bir şekilde ilk birkaç dakika oturdu ama ortamdaki sayısız oyuncağı görünce hemen ortama alıştı.
Önce merhaba ve şarkılar söyledik, sonra, oyun oynadık, boyama, hepberaber ara öğün yaptık. sonrasında dans müzik, sulu boya,oyun hamuru yaptık. En sonda uykusu gelen ve huysuzlanan miniklerin uykusunu açmak için parka çıktık. Deniz sosyalleşmenin zoruğunu ilk derste yaşadı. sınıfımızın en küçük ama haylaz çocuğunun saldırısına uğradı:) 15 aylık tombik afacan sacını çekince kıyamet koptu dersin kalanına yakın markaj devam ettik:)
Yalnız ana sınıfına başlaması öncesi beraber böyle bir oyun grubuna gitmenin faydalı olacağı kanısındayım.
Her cumartesi erkenden okul yollunu tutacağız:)
NOT: Uzun zamandır görüşemediğimiz kankamız kuzeyTan  hadi sende gel bizim okula:)

Deniz babasınamı benziyor?